3 Eylül 2011 Cumartesi

YEREL YÖNETİMLER ve BAĞIMLILIK


YEREL YÖNETİMLER
YASA TASLAĞI
ÖNERİLER
ÇALIŞMA RAPORU

Av.Nilay Sermi Kökkılınç

          IV -



MERKEZİ İDAREYE BAĞIMLILIK VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İZİNLERİ

5393 sayılı belediye kanunu madde 15/e-f-g fıkralarındaki hizmetler için aynı maddede Danıştay’ın görüşü İçişleri Bakanlığının kararı ile 49 yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredilebilir denilmektedir. Danıştay görüşü alındıktan sonra İçişleri Bakanlığının iznine ihtiyaç olmamalıdır.

Aynı maddede  “ sağlık , eğitim ,sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek projelere İçişleri Bakanlığının onayı ile ücretsiz veya düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak kaydıyla arsa tahsis edebilir “ denilmektedir. Belediye kanununda sadece  belediye meclis kararı ile taşınmaz satışı ya da başkaca ayni hak tesislerine karar alınabilmektedir.O halde sosyal amaç taşıyan bu tasarruf için de İçişleri Bakanlığının onayına ihtiyaç olmamalıdır.

5393 sayılı belediye kanunu 28/p  maddesinde “ İçişleri Bakanlığının izni ile  yurtdışındaki belediyeler ve mahalli idare birlikleri ile karşılıklı işbirliği yapılmasına ,kardeş kent ilişkileri kurulmasına ,ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla kültür, sanat ve spor gibi alanlarda faaliyet ve projeler gerçekleştirilmesine ,bu çerçevede arsa bina ve tesisleri yapma ,yaptırma kiralama veya tahsis etmeye karar vermek belediye meclisinin yetkileri arasında sayılmıştır.Kanaatimce Kanunun  74.maddesindeki  İçişleri Bakanlığının iznine  ihtiyaç yoktur.  Kardeş kent  ilişkisi kurulması izni  Dışişleri Bakanlığından uluslarası sözleşmelere aykırılık olup olmayacağı yönünden incelenmesi yönünden istenebilir. Türkiye Belediyeler Birliğinin de dışişleri ile ilgili komisyonları vardır. Bu birimle de konu çözülebilir.

 Örn:  Uygulamada Belediyeler yurtdışından bir Belediye ile kardeş kent ilişkisi kurduklarında spor,müzik,kültür ve eğitim faaliyetlerinde ve yine karşılıklı ortak projelerinde bile  giderlerinin karşılanması için Belediye Meclisince  karar alınması yeterli görülmüyor , İçişleri Bakanlığı izni gerekiyor. Buradaki idari vesayet kanaatimce kanunun amacını aşıyor ;gereksiz bürokrasi ve zaman kaybı yaratıyor. 

5393 sayılı belediye kanunu 26.madde 4.fıkrada  “ Belediye Başkanınca meclise sunulan bir önceki yıla ait faaliyet raporundaki açıklamalar meclis üye tam sayının ¾ çoğunluğu ile yeterli görülmez ise yetersizlik kararı ile görüşmeleri kapsayan tutanak meclis başkan vekili tarafından mahalli mülki idare amirine gönderilir. Vali dosyayı gerekçeli görüşü ile birlikte Danıştay’a gönderir. Yetersizlik kararı Danıştay’ca uygun görüldüğü takdirde Belediye Başkanı Başkanlıktan düşer “ denilmektedir. Burada  Mülki Amir’in aracı olmasına ihtiyaç yoktur. Zaten Danıştay karar vermektedir.

 5393 sayılı Belediye Kanunu  29.maddede “ belediye meclis üyeliğine seçilme yeterliliğinin kaybedilmesi durumunda VALİNİN bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verilir “ denilmektedir. Burada da Merkezi idare aracı durumundadır.  Gereksizdir.Kararı Danıştay vermektedir.
Aynı şekilde, kanunun 30.md.sinde belediye meclisi için “ kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı ihmal eder ve bu durum belediyeye ait işleri sekteye veya gecikmeye uğratırsa , belediyeye verilen görevlerle ilgisi olmayan siyasi konularda karar alırsa İçişleri Bakanlığının bildirimi üzerine Danıştay’ın kararı ile feshedilir “ denilmektedir. Fesih kararını inceleyecek ve karar verecek olan organ Danıştay’dır. İçişleri Bakanlığının aracı olması gerekmez. Burada  durum tesbitini ve Danıştay bildirimini  İçişleri Bakanlığı yerine   Belediye Birlikleri yapabilir. Meclisin gerektiği takdirde ertelenmesini de isteyecek makam artık Yerel Yönetimler Özerkliği çerçeveside değerlendirecek olursak İçişleri Bakanlığı değil  Belediye Birlikleri olmalıdır.


Kanunun 31.maddesi meclisin görevinin yerine getirilmesini düzenlemektedir. (b) fıkrasında sadece tutukluluk hali vardır. Gözaltına alınma da madde kapsamına alınmalıdır. Son fıkrada meclis görevinin encümenin memur üyeleri tarafından yürütüleceği yazılıdır. Oysa Meclis  seçilmiş kişilerden oluşur. Bu nedenle sözkonusu maddedeki ihtimaller gerçekleşirse komşu belediyelerden aynı parti oranları ile belediye meclis üyeleri geçici görevle meclisi oluşturabilmelidir.    

Belediye Kanununun  44.md. sinde  Belediye Başkanlığının sonaermesi düzenlenmiştir.  “ a “ fıkrasında  “ Mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevi terketmesi ve bu durumun mahalli mülki idare amiri tarafından belirlenmesi   ,seçilme yeterliliğini kaybetmesi ,görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya sakatlık durumunun  yetkili sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi ,meclisin feshine neden olan eylem ve işlemlere katılması hallerinde İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ başvurusu üzerine Danıştay kararı ile başkanlık sıfatı sonaerer “ denilmektedir.

Görevi terk durumunun tesbitinde Mahalli Mülki Amir yerine burada Belediye Başkan Vekili ya da Başkan Yardımcısı da aynı tesbiti yapabilir.  Diğer hallerde de zaten Danıştay karar verdiğine göre İçişleri Bakanlığının aracı olması kanaatimce gereksiz olmaktadır.