26 Ağustos 2011 Cuma

EFEM ÇUKURU


EFEM ÇUKURU


Nilay Sermi Kökkılınç  YORUM


Bu bölgede İzmir 'in Çeşme, Urla ,Seferihisar ve Güzelbahçe ilçelerinin uzun yıllar su ihtiyacını karşılayacak çok önemli ve korunması gereken bir su kaynağı bulunuyor.İzmir Büyükşehir Belediyesi tamamen kendi imkanları ile bu bölgede yaklaşık 10 yıl öncesine dayanan bir fizibilite akabinde Çamlı Barajını inşaa etmek istiyor. Altyapı çalışmalarını tamamlıyor.Ancak tıpkı Bayraklı Belediyesinin yaşadığı orman alanında deniz trafiği gözetleme istasyonunda olduğu gibi yerel yönetimler burada da yok sayılarak altın madeni işletme olayı gündeme geliyor.İzmir Büyükşehir Belediyesi Çamlı Barajı yapımını yargıya taşıyor.Dava dosyasında verilen bilirkişi raporunda ,Çamlı barajının İzmir için hayati derecede önemli bir su kaynağını koruyacağı bilimsel olarak tesbit ediliyor.Çevre Ve Orman Bakanlığı 1/100.000 lik planlarda Çamlı su kaynağını göstermiyor.Hem Büyükşehir Belediyesi hem de İlçe Belediyesi 1/100.000 lik planların iptali için Danıştay'a başvuruyor.Yapılan bilirkişi incelemesinde de akademisyenlerce Çamlı Barajının yapılmasının gerekliliği ve bu su kaynağının İzmir için kaybedilmemesi gereken son fırsatlardan biri olduğu tesbit ediliyor.Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartında il ve ilçeyi ilgilendiren kararlarda, planlamalarda yerel yönetimlerin kararlarının esas olduğu , gerekirse halka başvurulacağı ,sivil toplum örgütlerinin iradesinin aranacağı öngörülmektedir.İzmir ili ve ilçeleri için bu kadar önemli bir konuda ne yazık ki yerel yönetimler yok sayılmış olmaktadır.Yerel yönetimler ,sivil toplum örgütleri yargıya başvurmak  ve kamuda konuya dikkat çekmekten başka ne yapabilirler.? Merkezi yönetim ve mevzuatla elleri kolları bu kadar sıkı sıkıya bağlanmışsa !

Güvercinlik'te pis su ormana verildi

Güvercinlik te pis su ormana verildi

Bodrum’un Güvercinlik Köyü'nde, arıtma tesisinin yenilenmemesi nedeniyle atık suların ormanlık alandan geçerek denize dökülmesi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ı harekete geçirdi. İncelemelerde bulunan ekipler atık suyun denize akmasını engelledi fakat bu sefer de suyun yönü ormana verildi.



Nilay Sermi Kökkılılınç   YORUM

Sn.Kültür Ve Turizm Bakanımız ,belki de hukukçu kimliği nedeniyle ,çözüm odaklı gördüğümüz bir devlet adamımız.Ancak ,bütün iyiniyetine rağmen ülkemizin idari sisteminde kurumsallık olmadığı görülüyor. Bakanımız görev alanıyla ilgili bir sorunu basından öğrendiğinde ,talimat verirse yetkililer durum tesbiti yapıp çözüm arıyor; talimat yoksa hareket de yok. Talimatsız işler yürümediğine göre ülkemizin diğer bölgelerine Sn.Bakanımız nasıl yetişiyor? Görev yapmak Bakan talimatına bağlı değilse Güvercinlik'te Muhtarımız dışında tüm yetkililer belli ki daimi tatilde !

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Bornova’da baz istasyonlarına geçit yok

                              Acarer: Millet "baz"ı anlamıyor
Bornova Belediyesi ağustos ayı olağan meclis toplantısı Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır başkanlığında gerçekleştirildi.


Nilay Sermi Kökkılınç YORUM

Ülkemizde ,topluma yön veren yasaları yapmak hepimizin bildiği üzere yasama organımız parlementonun işidir.Baz istasyonları ile ilgili kanuna 5189 sayılı kanunla eklenen ve ek 35.madde olarak geçen ilaveyle 2004 yılında baz istasyonları yerel yönetimlerin imar yetki ve denetiminden çıkarılıyor.Konu, 2006 yılında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine taşınıyor.Anayasa Mahkemesi 2009 tarihinde verdiği kararda sözkonusu kanun maddesini iptal gerekçesini aynen şöyle aktarıyor. " Elektronik haberleşme ile ilgili yapıların imar mevzuatı dışında tutulması imar yönünden denetimsiz bir alan oluştaracağı ve Devletin bu konudaki gözetim ve denetim görevini yerine getirememesine sebep olacağı gerekçesi ile anılan yasa maddesinin iptaline karar verilmiştir." Yasa 2004 tarihli; 5 yıl sonra 2009 da iptal edilebiliyor ;2011 yılında da yerel yönetimlerce rahatlıkla uygulanabildiğini basında görüyoruz.Gerekçeye baktığınız zaman Anayasa Mahkemesi çok haklı ! Toplumun da rahatsızlıkları belli ! Parlementoda yasa yapılırken bu gerekçe yasakoyucu tarafından öngörülebilseydi ,bu kadar çok baz istasyonu mantar gibi ortaya çıkmaz , yargıya yansımış binlerce dosya ve mağduriyet de olmazdı.Peki bunca kayıp yıla rağmen, ya yasa maddesi iptal istemiyle Anayasa Mahkemesine taşınmasaydı? Saygılarımla !


23 Ağustos 2011 Salı

CEMEVİ KARARI AYNEN İADE





İzmir İl Genel Meclisi'nin, kent sınırları içerisinde bulunan 23 cemevinin elektrik, su, bakım onarım, çöp ve atık giderlerinin İzmir İl Özel İdaresi tarafından karşılanması kararı, İzmir Valisi M. Cahit Kıraç tarafından beklendiği üzere yeniden görüşülmesi için geri gönderildi.


NilaySermiKökkılınç  YORUM

Anayasa Mahkemesinin18.01.2007 tarih 2005/32E ve 2007/3 sayılı İl özel İdaresi Kanunu 15.maddesinin 2.fıkrasının 2.cümlesi ve 3.fıkrasını iptal eden kararı bulunuyor. Meclis Kararının kesinleşmesi konusunda boşluk var.Tartışmalı !  İl Genel Meclisi ısrar kararı alamıyor.Yeni bir karar alırsa Valilik tarafından kanunun 22.maddesine göre siyasi bir karar aldın denilip İçişleri Bakanlığına Danıştay 'ca fesih kararı alınmak üzere gönderilir mi? Valiliğin işlemini idari yargıda tartışmak en doğru yol gibi !

5018 s.kanunun 29.md.sinin uygulanmasına dair yönetmeliğin 4/c fıkrasında "İdarelerin bütçelerinden derneklere yardım yapılabileceği ,5.md.sinde " yardımlarda kamu yararı gözetilmesi,yardımların öncelikle toplumun ihtiyaç ve sorunlarına çözüm sağlaması ile toplumsal gelişmeye katkıda bulunulmasına yönelik olması "öngörülüyor.Cemevleri Kültürevi olarak dernekler çatısı altında yaşadığından İl özel İdaresinin yardımından yararlanabilir.İl Özel İdaresi zaten İbadethane de dememiş. Karar siyasi değil !



Kıraç’tan cemevlerine kötü haber



İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, cemevlerinin ihtiyaçlarının karşılanması konusunun İl Genel Meclisi'nin değil, TBMM'nin işi olduğunu söyledi.



Nilay SermiKökkılınç YORUM

İl Genel Meclisi Cemevlerine zaten İbadethane dememiş! Kültürevi statüsüyle giderlerinin karşılanması kararı almış.Karar dayanağında 3 komisyon raporuna dayanmış. Plan Ve Bütçe Komisyonu-Kültür Ve Turizm Komisyonu-HUKUK Komisyonu. Biz hukukta 2X 2 nin 4 etmediğini iyi biliyoruz. Plan Ve Bütçe Komisyonu çalışmaları ile Kültür Ve Turizm Komisyonu çalışmalarında ise 2x 2 dört ediyor mu? ilerleyen zaman içinde göreceğiz anlaşılan! Kanunları amacına ve ruhuna göre yorumlamak hiç zor değil aslında !

İzmir İl Özel İdare'den Cemevi devrimi



İzmir'de cemevlerinin elektrik, su, atık su ve çöp giderlerinin İl Özel İdare bütçesinden karşılanması oy çokluğu ile kabul edildi. Önergeye CHP ve MHP kabul, AK Parti ise ret oyu verdi.


NilaySermiKökkılınç YORUM

Kuşadası Belediyesi 2008 yılında Cemevlerini ibadethane olarak kabul etmiş.Meclis Kararına AKP.'li Meclis Üyelerimiz de katılmışlar.Tunceli Belediyesi de 2008 yılında Cemevlerini İbadethane olarak kabul etmiş ,bu konudaki meclis kararı oybirliği ile alınmış.AKP li üyeler de karara katılmışlar.5302 sayılı yasa ,İl Özel İdaresi Kanunu .5393 sayılı Belediye Kanunu ile hemen hemen aynı. İl Genel Meclis Üyelerimiz yasanın 6/A fıkrasını yasanın amacı ve ruhu doğrultusunda yorumlamışlar ,sözcüklere ,noktaya virgüle sıkışıp dar yorumlamamışlar.Bana göre de hukuken doğru ve cesur bir karar almışlar.Demokratik ve İnanç özgürlüklerine saygılı bir millet isek her vatandaşımızın dini ibadetini özgürce yerine getirebileceği kutsal mekanlara ait oldukları yasal statü ve eşit hakların kazandırılması yolunda çaba sarfetmeliyiz.Bu anlamda kararda pozitif imzası olan CHPli ve MHPli İl Genel Meclisi Üyelerimizi kutlarım.Yakın zamanda Prof.Dr.İskender Pala 'nın " Şah ve Sultan " adlı kitabını okumuştum.Bana göre edebi dili biraz ağır olsa bile okunmasını tavsiye ederim. Alevilik-Sünnilik ,Türk-Kürt kavramları ,binbeşyüzlü yıllarda Osmanlı Padişahı Sünni Yavuz Sultan Selim ve Alevi Şah İsmail arasında geçen tarihimize geçmiş büyük savaşlar , Anadolu toprakları üzerindeki kültür ve inançlar hakkında okuyucuya çok şey veriyor.Geçmişte ve günümüzde aynı kavramlarla iç içe olduğumuzu farkediyorsunuz !

7 Ağustos 2011 Pazar

Yıkım yapmakta isteksiz belediyeler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı kızdırınca valiliğe talimat gönderildi. İnciraltı’nda 200 bina ve eklentinin yıkımı 8 Ağustos’ta başlıyor.

Yeniasır gazetesinde Kültür ve Turizm Bakanımız Sn.Ertuğrul Günay'ın vatandaşların kendisine başvurmaları üzerine " konuyu inceleteceğini,acil yıkıma gerek yok " dediği ve vatandaşları rahatlattığıBalçova Belediye Başkanımız'ın da yıkım genelgesi karşısındaki isyanı haber başlığı olmuş.Ülkemizdeki hukuk kaosunun,mevzuat kirliliğinin,yetki karmaşasının ve elbette merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari vesayetinin doğal sonuçlarından biri daha ne yazık ki! Bu sefer vatandaşa karşı iyi adam Sn.Bakanımız ,kötü adam ise kendisine genelgeyle yıkımları yap denilen Sn.Belediye Başkanımız olmuş!Genelgelerle yönetilmeye devam edersek bu fotoğraf daima olacak.Belediyeler üzerindeki idari vesayet yetkisini İçişleri Bakanlığı kullanmakta.Belediye Başkanları ve diğer görevliler hakkında soruşturma yapmaya ve soruşturmaya izin vermeye dolayısıyla bu bakanlık yetkili.İçişleri Bakanlığı yıkımla ilgili bir genelge göndermiş .Belediye Başkanı genelgeye uymaz ise ne olur? Cevabı belli!Belediyeler ayrı bir seçimle görev alıyorlar.Ancak Merkezi İdareye bağlandıkları için elleri kolları bağlanmış oluyor.Belediye Başkanlarının takdir hakkı yok.Kanunları yorumlama hakları da yok.Onların yerine bu işi Bakanlık genelgelerle yapıyor.Madem belediyeleri ayrı bir seçimle göreve getiriyoruz.Kanunları da var.Sorumlulukları da var.Bırakalım belediyeler özgür olsun.Takdir hakları olsun.Anayasamızın 127/5. maddesindeki idari vesayeti kaldıralım.Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Sözleşmesini uygulayalım.Yıllar önce ,rahmetli Ahmet Priştina hakkında gecekondularla ilgili yıkım yapmamak nedeniyle görevi kötüye kullanmaktan Ağır Ceza Mahkemesinde ceza davası açılmıştı.Avukatları belediye kanununa göre belediye başkanlarının yıkımları erteleme yetkisi bulunduğuna dair savunma yapmış,vatandaşı mağdur etmemek için koşulları oluştuğunda yıkımların yapılacağını belirtmişlerdi.Rahmetli Priştina beraat etti.Ancak , malum ülkemizde yargı uzun yıllara sari olarak yürümekte ! Kendisinin vefatından sonra Yargıtay bu kararı bozdu ve Belediye Başkanlarının kanuna aykırı yapıları yıkmayı erteleme yetkisinin olmadığını gerekçe gösterek bu konuda içtihat oluşturdu.Bu karar ceza hukuku şerhli kitaplarında da yer almaktadır.Balçovadaki bu konuyu belki yeni bir genelge geçici olarak çözer.Ancak yetki karmaşası, mevzuat kirliliği ne zaman çözülür, çözülür mü ? ihtiyaç duyduğumuz yasalar ve yasa değişiklikleri yapılır mı ? zaman gösterir ! Saygılarımla    

6 Ağustos 2011 Cumartesi

İnciraltı’nda yıkımlar iptal




İnciraltı ,tahmin ettiğimiz gibi Merkezi İdare kararı ile geçici olarak çözüldü.Verilen karar,bölgenin planları tamamlanıncaya kadar yıkımların ertelendiği. Bu bir takdir kararı.Mevcut idari sistemde ,Sn.Bakanımızın takdir hakkının olduğunu,Sn.Belediye Başkanımızın aynı doğrultuda düşünmesine rağmen takdir hakkının olmadığını ,Sn.Bakanımızın kullandığı takdir hakkı nedeniyle cezai yargılanma tehdidi altında olmadığını,Sn.Belediye Başkanımız için ise cezai yargılanma tehdidinin olduğunu,ceza yargılama sürecinde de ilk kararın Merkezi İdare tarafından verildiğini görüyoruz.Şimdibaşka bir açıdan bakalım ! Turizm Bakanımız bir hukukçu.Planları inceleyenler Bakanlığın Şehir Plancıları.Balçova Belediye Başkanımız Turizm İşletmecisi ,İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız İktisatçı.Belediyelerimizin de şehir plancıları var.1/1000 lik planlar İlçe Belediyesi ,1/5000 lik planlar da Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor.İnciraltı için ihtiyaç duyulan erteleme süresinin de sadece birkaç ay olduğu belirtiliyor.Seçilerek görev üstelenmiş yerel yöneticiler kanunla çalışıyorlar.Yaptıkları işlerin yargı denetimi de var.Kanuni sorumlulukları da var.Merkezi İdareye bu kadar bağlı kılınmasının ve görev alanlarına giren konularda İnciraltında olduğu gibi basit bir takdir hakkına sahip olamamalarının mantıklı hiçbir açıklaması yok.Anayasa değişikliği ve yerel yönetimler yasasında yapılacak düzenlemelerle mevcut idari sistemimizin içinde yaşadığımız çağa uyarlanması ,toplumsal gelişmeye ve ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesi ,yerel yönetimlerin merkezi idareye bu denli bağımlı olmaktan çıkarılması gerektiğini önyargısız görebilmeliyiz.Bana göre yaşadığımız her olay bunun için iyi bir fırsattır.Saygılarımla