19 Ekim 2011 Çarşamba

KENT VE TURİZM


    Gelişen turizm potansiyelinde İzmir ve çevresinde 3.000.000 turist dolaşıyor

    Nilay Sermi Kökkılınç  Yorum


  Merkezi yönetim,yerel yönetim,sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin birlikte uyumlu çalışması kentlilere moral verdiği gibi kentin gelişmesine de ivme kazandırmaktadır.Hepsi de aslında  doğrudan ya da dolaylı olarak   kente ve kentliye hizmet etmektedir.İzmir'in turistik kimliğinin öne çıkarılması ve kent yenileme projeleri giderek heyecen verici bir boyut kazanıyor.Kentiçi turizm ve uluslararası organizasyonlar İzmir'e çok yakışıyor.

  İzmir,kentiçi turizme ne kadar hazır ? Bazı ülkelerin turizm konusunda  çok basit uygulamaları vardır. Örneğin  Amerika'nın Boston kentinde turistler için çizilmiş renkli yol çizgilerii turistlere  güvenli bir şekilde kenti gezdirir.  Benzer bir uygulamayı İzmir için düşünecek olursak    örneğin  Alsancak limanından Kemeraltı'na, Agora'ya çizilecek mavi bir çizgi , Alsancak ve alışveriş merkezlerine ,fuara yönlendiren sarı bir çizgi turistin kent içinde güvenli ve kolay dolaşımını sağlayabilir.Geçmişte buna   benzer bir uygulama İzmir'de  uluslararası  bir   spor organizasyonu için yapılmıştı.

  Yön levhaları bir turizm kentinde  çok önemlidir.Levhalar sadece Türkçe değil,  artık evrensel dil olan ingilizce de yazılmalıdır.Kentin turistik planlarını ,kent hakkındaki bilgileri , ulaşım ağlarını, taksi duraklarını, iskeleleri ,otobüs duraklarını gösteren panolar, camekanlı reklam panoları gibi kent merkezlerinde ,tarihi ve turistik alanlarda kurulmalıdır. Kenti süsleyen heykeller hakkındaki açıklamalar, Türkçe ve İngilizce olmalıdır.Kenti anlatan kitapçıklar büfelerde bulunabilmeli ,turizm danışma merkezlerinden edinilebilmelidir.Çok kısa bir süreçte yetkililerin dikkatini çekmek istediğimiz  turistlere kolaylık sağlayacak küçük önerilerimizdir ; bunlar. 

  Tarihi yapıların yeniden değerlendirilmesi ,restorasyonu için kaynak ayrılması ve bu yapıların turizme kazandırılması sevindiricidir.Ancak, kent içindeki yüksek katlı otoparklar ciddi bir kirlilik oluşturuyor .Bu anlamda hem Konak'taki restorasyon çalışmaları sürdürülen tarihi binalara yakın katlı otoparkın hem de Agora önündeki İkiçeşmelik'te bulunan katlı otoparkın yeraltına alınması ve ortaya çıkacak açık alanın da yeşil alan olarak kente kazandırılması gerektiği düşüncesindeyim.

   Türkiye'nin batıya açık yüzü ve 3.büyük kenti olan İzmir'in en büyük problemlerinden biri çarpık yapılaşma ve göçe bağlı gecekondular malesef ! İzmir'de iki ayrı kent birarada yaşıyor ;denilse yeridir. Gecekondu sözcüğü ,dolmuş sözcüğü gibi artık uluslararası bir sözcük halini almış! Yabancı misafirleriniz varsa ya da yurtdışında Türkiye'yi ziyaret etmiş yabancılarla karşılaştığınızda size mutlaka ülkemizdeki gecekonduları sorarlar.Elinizden geldiğince gecekonduyu , sebeplerini ve kent yenileme projeleri kapsamında mücadele edildiğini anlatmaya çalışırsınız.

    İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu anlamda kent yenileme  ve tarihi mekanları kazandırmaya yönelik çalışmaları beni bir vatandaş olarak en çok mutlu eden çalışmalardır. Bu çalışmalara ivme kazandırmak için hükümetten de destek gelmeli, istanbul ve Ankara'da olduğu gibi özel yasa çıkarılmalı, maddi destek sağlanmalıdır.

   Yine,  bu bölgelerde yaşayan insanlarımızın mağdur edilmemesi ve yaşam standartlarının iyileştirilmesi de ayrı bir önem taşımaktadır. Aslına bakarsanız ; ülke genelinde çarpık , dağınık bir yapılaşma ve imar problemimiz var. Kentlerimiz ,köylerimiz plansız ,kent estetiğinden yoksun gelişiyor. İmar Yasası 1985 tarihlidir ;ancak çok yetersizdir  ! Kent içindeki yerleşik imar problemlerine bile cevap vermemektedir. Bu konuda yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu çok açıktır.Herşeye rağmen Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki çalışmalarını kesinlikle takdire değer buluyorum.